Pazartesi, Şubat 20, 2006

GÖZE DÜŞMEK

Türk Dil Bilimciliği mevzu bahis olduğunda benden aşağı kalmayan çok değerli bir meslektaşımıza ithaf olunur

Efendim, gün geçmiyor ki kişilerin kafasına sorular takılmasın.
Çok değer verdiğimiz, bir zamanlar aynı okulun aynı T şeklindeki masanın başında, birlikte fenalıklar geçirdiğimiz bir şahs-ı muhteremin aklına bir sual düşmüş. O çok değerli şahs-ı muhterem arkadaşımız demiş: “Gözden düşmek, deyiminin anlamı nedir?”


Aslına bakarsanız çok sevgili Muallime hanımın bu deyimin anlamı konusunda bir şeyler bildiğini biliyorum. Keşke mevcut bilgisini biz değerli bloggerlarla paylaşsaydı ve bana doğruluk derecesini sorsaydı da ben onaylasaydım veya eklemelerde bulunsaydım.
Hem bu şekilde daha az yorulmuş olurdum. Öyle değil mi?


Şunu peşinen bildireyim. Evet "gözden düşmek" diye bir deyimimiz var ve biz bunu kullanmaktan hiç mi hiç ar etmeyiz.

Aslına bakarsanız deyimin aslı “gözden düşmek” değil, “göze düşmek”tir. Anlamı sandığımız gibi “rağbetten düşme, eski favori olma özelliğini yitirme” anlamını karşılamamaktadır. Asıl anlamı zor, sıkıntılı bir duruma düşmedir ki , bu şu anki bilgilerimizle pek yaman çelişmektedir.

Evet ilk bakışta göze ve ilk duyuşta kulağa tuhaf gelebilir ama durum budur.

Evet, ağır bir felsefe kitabı okumuş ve ateşin yakma özelliği olup olmadığı konusunda derin şüpheler taşıyan bir septik gibi bir şey oldunuz.
Kafanız parmağı prizde unutulmuş bir cadının saçı gibi karıştı.

Hiç uzatmadan konuya geçeyim ve sizi daha fazla kıvrandırmayayım.
Deyimin aslı şu:
Vaktiyle, suyun çıktığı yere göz denirmiş. Bazı su gözleri derin olurmuş. Hafazanallah göze düşülürse ölme riski hemen koşar gelirmiş. Yani “göze düşmek” demek zor durumda olmak, ölümle burun buruna gelmek anlamına geliyormuş. Su kaynağına göz dendiği o eski dönemlerde “göze düşmek” deyimi kullanılmaya başlanmış ve zaman içinde anlam ve şekil kaymasına uğramış, “gözden düşmek” halini almııış. Anlamı da , şekli de bir garip olmuş. Hatta daha ileri gitmiş iki Türk Dil Bilimcisi işgüzarın konusu bile olmuş.

Ödev: “Gönülden düşmek” diye bir deyim var mıdır? Varsa anlamı nedir? Yoksa anlamı ne değildir? Araştırın.

Daha fazla içinizi baymak istemeyen iyi kalpli bir kişi olarak sözlerime burada son veriyorum. Allah sizi göze düşürmesin :)

13 yorum:

Kara dedi ki...

Aman hocam popüler olmak ne haddimize. Neme lazıım! Uzak dursun popülerlik, favorilik, bilmem nelik...

Ha bu arada, vermiş olduğum bilgileri ciddi bir mecliste paylaşmanı hiç tavsiye etmem çünkü onlar bir iki saat önce uydurulmuş, gerçeklikle ilişkisi olmayan kelamlardır :)
Ne olur ne olmaz

Lafazan dedi ki...

Bi de elebette şu var "meslek taş" diil "meslekdaş" !! Off!

Kara dedi ki...

Gökçen! Böyle tarihi bir hata yapmış olabileceğine inanamıyorum.

Bu konuda açıklama yapıp seni utandırmamak için sadece sükût edeceğim.

Ufuk Ilter dedi ki...

Kara, buraları boşlamışız biz yahu.. Link de ekliim de arada bir misafirin oliim..

Lafazan dedi ki...

Ben hata yapmam ki hata yapan sensin, düzelt onu derhal!

Kara dedi ki...

Gözlüğü olan çok kıymetli olduğun konusunda pek şüphe taşımadığım Ufuk İlter,
"buraları boşlamışız" şeklinde sarfettiğin çok şanslı cümlene bakılırsa vaktiyle buralara uğruyormuşsun. Mutlu oldum, hoş oldum.

Sen beni eklersin de ben geri durur muyum sanıyorsun.
Ben de ekleyim de arada oraları şenlendireyim :)

passive dedi ki...

gökçenciim senden taraf olmayı gönül ister lakin türkçe hata kabul etmez hele ki edebiyat zümresi hiç kabul etmez lütfen
kara kardeş dooru söyler

Ufuk Ilter dedi ki...

Sağol.. Takipteyim tabii ki :)

Mathy dedi ki...

okul zamanı "peçete kuş hafesi" diye öğrettikleri bişi vardı lise yıllarımdan kalma...sert sessizler tabir ettiğimiz.. "meslektaş" doğrudur... "meklekdaş" yanlıştır... siz kara bey, susarak yanlışları düzeltemezsiniz efenim...he he.. ben de engin bir bilgiye sahibim..:P dostlar sağolsun...

Adsız dedi ki...

sorunun cevabını internette küçük bir araştırma yapıp bulamayınca,son yıllarda işleri kırizde olan (internet yüzünden) ve bu duruma canı epeyce sıkılan ak sakallı ihtiyar bilgeye sormak için mağrasına kadar gittim. bilge dede sakalını sıvazladı ve
-.... .... .... sazan dedi.
REZİL OLDUM.KANDIRIKÇI KARA

Lafazan dedi ki...

Ben hepinizden daha iyi biliyom. MEslekdaş!!!

Adsız dedi ki...

Güzel bi araştırmada bu yazının sonundaki ödevde neyin nesin:)???

Kara dedi ki...

BAk MELTEM,
ne sen bu sorulmaması kesinlikle gerekli bu soruyu sormuş ol, ne de ben işitilmemesi kesinlikle çok gerekli bu soruyu duymuş olayım.

Çok bilen kişiler önce anlatır sonra da iki tarafa ödevler verir yapılması için. Benim çok bilenlerden eksik bir yanım olmadığına göre...

"Hay Allah! Tabi yaa" diyip kendi alnına bir şaplak attığını görür gibi oldum. Yanılmadım di mi? Yanılmadım yanılmadım.. :)