Pazartesi, Ocak 16, 2006
KARA GÖZ
Göz, hayatın bir çok alanında çeşitli görevler için kullandığımız, görmek amacına da hizmet eden organımızdır.
Birisini deli etmek, onu küplere bindirmek ve onu küplerden indirmemek için oldukça çok yöntem vardır ki onlardan bunlardan birkaçını sizinle paylaşmak niyetindeyim.
Gözlerinizi Devirin:
Muhatapımız, , ne derse desin, konuşmasını bitirdikten hemen sonra ona odaklanmış olan güzel gözlerimizi, dünyanın en tahammül edilmez sözlerini duymuşçasına tavana kaldırıp, göz yuvarlağımızı şöyle bir çeviriyor, yani deviriyoruz. Başka bir şey yapmanıza hiç gerek yok. Dikkat! kaşlar sabit kalmalı. Üşenmeyin, zihninizde tahayyül edin, bana hak vereceksiniz.
Kaşlar kalkık bakma:
müstakbel sinir küpümüz, ne kadar ciddi konuşursa konuşsun, siz ona sadece kaşlarınızı birazcık kaldırıp, yüzünüzün sadece sağ yanağına ufak bir tebessüm kondurup, ağzınızı da çok az aralayarak konuşanın, gözüne bakma zahmetinde bulunmadan, sadece ağzına bakın, eleman konuşmasını yarıda kesip, kafayı bozacaktır.
Numara:
Onu dinleyin. Kaşlarınızı kaldırın, dudaklarınızı büzün, arada başınızı sallayın, hatta birazcık da konuşan şahsın bulunduğu yöne eğilin, gözlerinizle onu takip edin. Biraz sonra delirecek olan zavallı, daha bir hararetli konuşmasını sürdürürken hiç istifinizi bozmadan yavaşça sadece boynunuzu kullanarak başka bir yere yönünüzü ve bakışlarınızı çevirin ve muhatabınız sanki karşınızda değilde son odaklandığınız yerde konuşuyormuşçasına dinleme hareketlerinizi o şekilde devam ettirin. Hiç konuşmayın, sorularına sakın cevap falan verme hatasında bulunmayın. Adam sapıtacaktır. Deneyin deneyin…
Onu öldürün:
Dünyanın en zeki dinleyicisi edalarıyla onu dinleyin. Hiç gözünüzü gözlerinden ve ağzından ayırmayın ve “evet, h ıhı” gibi sözlerle dinlediğinizi ispatlayın. Aradan dakikalar geçsin ve konuyla zerre kadar alakası olmayan öyle bir soru sorun ki adam oracıkta felç olsun. (Konu dışına çıktım sanırım “göz” burada ikinci planda kaldı, olsun, siz yine de yapın bunu)
Derste:
Eleman, mesela zavallı bir öğrenci, soru soruyorsa sadece bakın, dinlerken suratınızda sallanan bakışınızla cevap beklenirkenki arasında ufacık bir fark olmamalı. Öğrenci, bir müddet cevap geleceği umuduyla ağzı açık size bakacak sonra da işine. Siz de o gün fitil olmuş öğrenci listesine bir çentik daha atarak büyük bir memnuniyetle dersi bitireceksiniz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
oyyy
okurken kendimi ;
kadıköy,
adalar ,
inönü stadımsı,
maçka kampüslü ,
boğaz başlangıçlı ,
güzel manzaralı ve
dahi içinde sinirlerimi , gençliğimi tükettiğim odanın ;
üstü camlı t şeklinde dekore edilmiş masasının başında oturuyor ,
zıplayan sinirlerimle birlikte oturduğum koltuğu da hafif hafif zıplatıyor
ve kara nın anlattığı muhteşem mevzuları dinliyorken buldum...
hayal işte bizimkisi olmaz ya oldu diyelim
kaç gün kaldı kara cıııım dönüşeeee
anlatılabilecek muhteşem mevzular nedir diye merak ettin di mi ??
köfte mesela..
ya da egzersiz ücreti..
ya da
kompozisyonkonusuu..
ıyykkk
neler söylüyorum ben gecenin bu saatiii
sanki aynı işi yapıyo gibi hissettim kendimiii kara yla..empati işte benimkii
hayırdır inşallah
son söz:
göz devirme hususunda gökçenden iyisini tanımam bu da budur !!efenim
Edebiyat Öğretmeni olduğunun henüz bilincinde olamayan Passive,
Merak etme seninle aynı işi yapıyor değiliz, evet ikimizin kararnamesinde aynı branş yazılı ama öyle sanıyorum ki sebeb-i maaşımız, öğrencilerimize anlattığımız şeyler birbirinden o kadar farklıdır ki... ?
Ve
Göz devirme mevzuunda ha sen, ha Gökçen...
Al gökçeni vur sana. Hiç bir şey fark etmiyor aynı gözler devriliyor…
Benim gözlerim daa büyük bi de daa güzel, ondan ben daa güzel deviriyom gözümü. bu passive insanı yeşil gözlü olduundan prim yapıyo. Benim gözüm de yeşil olaydı bak nası nası deviriyodum.
Oy gözlerim devrik gözlerim!
Bu arada,
Gökçen'in gözlerini felan unuttuk gitti yahu...
bendende nacizane tavsiye, bütün bu metodları denerken birde kafanızı, sırtınızı veya bacağınızı kaşırsanız daha etkili olabilirsiniz.
hımm, eveet eveet, elbette, çok güzeel..
Hadi bakalım meçhul eleman...
Yorum Gönder