
Geçenlerde, şehr-i Stanbul’un gözde ilçelerinden birinde görev yapan ve yakın zamanda yaptığı havuçlu aşureyi mahalle sakinlerine kek diye yutturmaya yeltenen, hatta daha da ileri giderek birkaç da yandaş bularak, bu fiilini internete kadar götüren bir bedbahtın durumunu hep beraber gördük ve alınması gereken ibretimizi pek güzel aldık, yerimize oturduk.
Şunu da hemen belirtmeliyim, bazı basireti bağlı koca gözlü kişiler bu gibi zavallılardan ilham almış ve meyve sulu kek bile yapabilme cesaretini bünyesinde bulabilmiş. Ne acı…
Aklı başında birisi de bu yanılgıya düşmüş gerçi, ama neyse ki yaptığı hatayı kabullenip meydana getirdiği pastamsı beyaz tepeciğin sefil bir cisim olduğunu kabul etme bahtiyarlığına erişebilmiş. Bu kendini bilme davranışından dolayı kendisi kutluyoruz, böylelikle onu kutlu bir şahıs yapıyoruz.
Şimdi sizlere kek neymiş, ve nasıl yenirmiş anlatayım da meydanın boş olmadığını bir kez daha yedi düvele ispat edeyim.
Malzemeler:
Biraz çimdik un,
Bir bardak köy yumurtası,
iki tutam çırpma aygıtı,
Bir miktar derin kap,
İki tane sütten imal edilmiş yoğurt (Bunu keki hazırlama esnasında yemek için kullancağız.),
Şeker (Miktarı hiç önemli değil, evdeki şeker kabından dilediğiniz kadar alın ekleyin, ama bitirmeyin)
Tere yağı
Dere otu
Dere suyu
Bere
Hazırlanışı:
Derin kaba, çırpma aygıtını, şekeri, dere otunu koyuyor ve yumurta yardımıyla karıştırıyoruz,
dikkat edin, tüm bu işlemleri gerçekleştirirken yüzümüzde hafif bir tebessüm kondurmayı, gözlerimizi şaşı yapmayı unutmuyoruz aksi taktirde kekimiz güzel kabarmayacaktır.
Kek yapımında uyulmazı gereken tüm kuralların hiç birini ihlal etmiyoruz. Mesela pişme aşamasının ilk yirmi dakikasında kesinlikle fırının kapağını açmıyoruz,
yoksa kek, sert olur pek…
Tercihen karışımın içine biraz da fındık, fıstık, boncuk vs.. katılabilir. Hiçbir mahzuru yok. (Mesela ben katmadım. Deli miyim?)
Son olarak keki fırına atıyor, onu pişiriyor, kekin bir şeye benzemediğini anlıyor ve koşarak mutfağımızı terk ediyoruz..
Off. Benim kekim de bu. Başkaları ne kadar tuhafsa benimki de onlardan daha fazla tuhaf değil en azından.
Ha unutmadan içine ıspanak katın, ıspanak. Ablam yaptıydı. İyi de oldu.