Pazar, Aralık 11, 2005
Bugün Alış-Verişteyiz
Alışverişsiz olmuyor. Malum, şehirde yaşıyoruz. Yaşamımızı sürdürebilmemiz, ihtiyaçlarımızı tedarik edebilmemiz için alışveriş şart.
Alış veriş için en çok tercih ettiğimiz yerlerden biri de elbetteki sebeb-i hayatımız, marketlerimiz...
Marketlerimiz… Evimize gitmeden önce boyumuzu göstereceğimiz, aksi halde güzel evimize kabul edilemeyeceğimiz kutsal mekanlar… Neyse ki günümüzde marketlere kabul edilmek için çok fazla şart aranmamaktadır. Bir miktar para, o da yoksa kredi kartı, markette özgürce dolaşmaya kafi gelmektedir.
Birçok yerde olduğu gibi marketlerde de birtakım kurallar, yapılagelen alışkanlıklar, batıl inançlar ve vazgeçilmezlerden bahsetmek pek bir olasıdır. Ama şimdi ayrıntılı bir şekilde bunlardan bahsedecek ve başınızı ağrıtacak değilim.
Aslında para çok önemli. Paramız ne kadar fazlaysa markette o derece cüretkar edalarla dolaşabilir ; standlarda can sıkıntısından fenalıklar geçiren elamanlara o oranda saçma sapan sorular yöneltebilir ve hepsinden önemlisi bunları yaparken burnumuzu o ölçüde havaya kaldırıp dolaşabiliriz
Marketlerde en sinir bozucu adetlerden biri de kuyruk işkencesidir:
Artık alış-veriş ayini bitmiştir, uzuuun bir kuyruğa geçilmiştir. Bekleme işi başlamıştır. Beklenir. Kıl bir müşteri önünüzdedir ve genelde elindeki alışveriş arabasında küçük, çirkin ve mızmız bir çocuk vardır. Bu arada bekleme işi devam etmektedir. Küçük, çirkin ve mızmız çocuk sizi ve aldığınız ürünleri süzmeye başlamıştır. Bekleme işi sürmektedir. Küçük,çirkin ve mızmız çocuk aldığınız makarnalarınızı, ön pişme işleminden geçmiş köftelerinizi vs. malzemelerinizi , çirkinliğine bakarak annesi olduğuna hükmettiğiniz kadına gösteriyordur ve siz, sizi izleyen çocuğun ve muhtemel annenin çirkinliği oranında sinirlenmeye başlamışsınızdır.
Bekleme konusunda gösterdiğiniz sebata şaşkınlıkla tanık olurken arkanızdan titrek, kısa, yaşlı bir teyze önünüze geçmiştir bile, üstüne üstlük yavaşça arkasına dönerek yüzünüze de ters ters bakmış ve kendisine sizden gelebilecek olası tepkiyi önlemiştir. Sizi teselli eden tek şey sıranın her geçen gün daha da kısalıyor olmasıdır.
Ohh! Bekleme işi artık bitmiştir. Az önce çirkin çocuk sahibi çirkin bir kadınla dalaşmanın verdiği gerilimden olsa gerek, ekşi suratlı ve fazla kilo konusunda hiiiç eksiği olmayan bir kasiyer sizi karşılamıştır. Yüzündeki bu ifadeyle pek de ilişki kuramayacağınız bir “hoş geldiniz” cümlesi sallanıp çıkmıştır ağzından. Ama siz cevap vermezsiniz. Çünkü alışveriş kurallarından en önemlisi asık suratlı kasiyere cevap vermemektir. Hatta yüzüne bile bakmamaktır. Çünkü onlar potansiyel sinir bozma makineleridir ve pusuda beklemektedirler. Hatta ilk hamleyi yapmıştır bile:
“Offf! Bozuğunuz yok muydu?” der mesela. Veya tutar bir bahaneyle başka bir kasiyere kaçıverir.
Kasiyere çok mu kıl oldunuz, ondan nefret ettiğinizi mi fark ettiniz veya onun yaşamaya hakkı olmadığını mı düşünüyorsunuz? Kurallar çerçevesinde neler yapılabilir, hep beraber görelim:
1- Dedik ya yüzüne hiç bakmayın, sürekli etrafı kollayın.
2- Mümkün olduğunca ona yakın olun ve bir elinizi tezgaha dayayın, burnunuzu havaya dikmeyi unutmayın ve dik durun.
3- Ödeme sırasında bozuk para dolu cebinizi bir şekilde şıngırdarak bütün para verin ve bu işi çook yavaş yapın.
4- Ne sorarsa sorsun olumsuz cevaplar verin. Mümkün mertebe cevapları ağzınızda yuvarlayın. Büyük bir ihtimalle anlamayacaktır ve soruyu tekrarlayacaktır. (İntikam zamanı) İşte o zaman gözlerinizi önce kısın, sonra ona çevirin, eğilin ve bir zavallıya bakıyormuş gibi yapıp cevabı tekrarlayın. Kız çıldıracaktır. :)
5- Paranızın üstünü son kuruşuna kadar almadan oradan ayrılmayın. (Para üstünü son kuruşuna kadar isteme konusunda çok başarılı bir arkadaşım var.(Bu konuda gerçekten kendisini tebrik ediyorum. Ondan öğrenecek çok şeyim var.)
Bir süre markete gitmeyin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Linkler...
Sayfanın en aşağısına çeken gitmiş.
Bu linkler beni öldürecekler.
karaa sen bizim neşemizsin sakın bu kadar ara verme bi daha ..sen olmasan bu bloglar alemi ışıksız kalır bea :P
Peki :)
olm...kasiyerlerde insan yaw...
hani biz de bazen(çoğu bazen)müşterilerimeze(!) karşı gayette acaip asabi olabiliyoruz...
:)
hey bu yazı da çok komik olmuş, kara sen ne büyük bi insansın. salak sonradangurme, kendi fikirleri konusunda kendisiyle bile çarpışcak kadar ileri gitti artıkın.
Yorum Gönder