Pazar, Mart 04, 2007

Ev Dekoreyşını



Evinin salonundan bıkmış bir bacı arar "Dehe Kılıçaslan"ı, "Yahu koşun benim salonu birşeye benzetin" der.

Bunlar da kaparlar kameralarını testerelerini, turuncunun çeşitli tonlarındaki tulumlarını, çalışır çabalar, kamera karşısında fenalık geçirmemize vesile türlü espri vs.. yapar ve en sonunda kadıncağızın evini bir kuşa benzetirler.

Ve evin sahibi hatun kişiyi çağırırlar. "BUYRUN HAYALLERİNİZİN SALONU. Bakalım nasıl buldunuz?"
Benim bu programların ilgiyle izlediğim asıl bölümü işte burasıdır. Çok komik gelir bana.

Ev sahibi içeri girer. Kamera tam karşısındadır. Yorum bekleyen ekibe birşeyler söylemek zorundadır ama çok beğendiğinden değil de şaşkınlığından ne diyeceğini bilememektedir.

Abartılı bir tepkiyle bir rol oynama girişiminde bulunmayı tercih eder ama daha ilk cümlesinde bin kere pişman olur. FAkat artık yapacak birşey yoktur, yola çıkmıştır ve perdelere, koltuğun kenaarındaki işlemelere bir kaç cümle daha uçurtur. Yüzünün gülme organları, dişler çok güzel gülümser, fakat yüzün üst kısmı gerim gerim gerilmiştir.

İki omzuna birer fil oturmuşcasına yorucu bu durumdan ÖTÜRÜ bitmiş birşekilde ekibe bilmem kaç on kere teşekkür eder. Teşekkür eder çünkü Ömrünün geri kalan kısmını mutlu birşekilde geçirmesine vesile olmuşlardır.

Elimi nereye koysam, ne yöne ne kadar süreyle baksam, kontrol edemediğim yüz kaslarıma nasıl söz geçirsem sorularıyla başbaşa olan kadının imdadına programın bittiği haberi gelir.

Kadıncağızdan çok ben rahatlarım nedense.

2 yorum:

passive dedi ki...

ayy karaa ne hassas olmuşsun sen öyylee

Kara dedi ki...

Ne kadar hoş bir sürpriz ki, eski dostumuz Tarhan hanımefendiyle müşerref olmuşuz. Efenim hoş geldiniz.

Bu arada ben hep düşünceli ve hassastım Pass, bunu herkeş bilir.